27 Aralık 2011 Salı

Onu düşündüğüm her saniye için kafama saksı düşsün istiyorum !

   Acınası bir insan olmak hiçbir zaman istemedim.Ama insanların gözünde gözleri yaşlı , dertli , sıkıntılı bir insan olmak beni üzüyor.Hiçbir şeyi kafama takmadan gelişi güzel yaşamak çok isterdim.Beni istemeyen kişilerin belki de kişinin karşısında dimdik durmak isterdim.Ama bunu hiç bir zaman yapamadım.


  Bugüne kadar kimseye duygularım konusunda yalan söylemedim . Ama bir sefer olsun sevdiğim kişinin karşısına geçip seni sevmiyorum diye bağırabilseydim.Biliyorum buna inanmayacak belki de inansa bile küçük de olsa canı yanmayacak.Benim çektiğim acının % 1 'ini çekmesini çok isterdim.


 Zamanı geri almak çok istiyorum.Pişman olduğum bütün yaşanmışlıklarımı silmek istiyorum.Onunla tanışmış ve sevmiş olduğumu bilmek istemiyorum.Onu düşündüğüm her saniye için kafama saksı düşsün istiyorum.Onu unutmak ,onsuz da yaşayabileceğimi göstermek istiyorum.'Kalbim' dediğim kişiye yani ona kalbimi verip onu nasıl sevdiğimi görmesini istiyorum.Ona dokunmadan , konuşmadan ,görmeden,duymadan da sevdiğimi , çok özlediğimi bilsin istiyorum.Ve bende biliyorum ki o bunları bilse de beni hiçbir zaman sevmeyecek !


  Yeni bir hayatı kendi ellerimle sil baştan yazmak istiyorum.Hep bir düşünce olarak kalıyor ama bu gerçekleşsin en çok bunu diliyorum.Kendime en az 100 defa söz verdiğim halde bir kere sözümde durmak istiyorum.Herkesin haklı olduğunu bildiğim halde yine bildiğimi okuduğum için kendimden nefret ediyorum.

23 Aralık 2011 Cuma

Senin bana ' Sevgi ' borcun var !

  Bazen diyorum bu yaşadıklarım hepsi bir rüya olmalı. O bu kadar kötü biri değil .Bana acı çektirmez .Ama ne zaman yağmur yağsa, ne zaman duygusal bir şarkı çalsa bütün bunların rüya olmadığını anlıyorum .Ve diyorum ki bu yaşadıklarım hayatımın kabusu..


  Başımı yastığa koyduğum an aklıma ilk gelen o olmasın Allah'ım lütfen..Bazen uykum gelmiş gibi erkenden yatağa giriyorum ama uyumuyorum.Yaşadıklarımı sorguluyorum.Onu düşünüyorum.Gözlerimi kapatıp içimden 3'e kadar sayıyorum .1-2-(bunların hepsi bitecek ve )-3 hayır yine yanımda yok,hayır o beni hiç sevmedi..

  Bilmeni isterim ki arada sen krizim tutuyor.Dayanamıyorum o an.Sen ol istiyorum.Bir kere beni dinle istiyorum.Bana yardım et,yanımda ol istiyorum.Bir kere olsun sesini duymak için geri kalan bütün hayatımı çöpe atmak isterdim ama yeter ki senin sesini duyabileyim, senin kokunu alabileyim.

  Eğer bu yazdıklarımı okuyorsan bir defa daha oku ve kendini benim yerime koy.Sana yaptıklarımı,seni ne çok sevdiğimi düşün.Artık anla ve de ki ; kimse beni böyle sevmedi..

  Öyle zamanlar oluyor ki uzun süre bir boşluğa doğru dalıyoum.Sonra anlıyorum ki ,her şey daldığım boşluk kadar anlamsız.Sen olmadan her şey boş.Ölümü düşünüyorum o zaman.Ölsem diyecek misin acaba ,benim yüzümden oldu diye.Bir kere olsun acı çekmedin ,pişmanlık bile duymadın yaptıklarından.Ama ben pişmanım ! Seni sevdiğim için ,sana güvendiğim için ve her parçamı sen yaptığım için pişmanım!Herkesi senin için karşıma aldığım için ,kimseyi dinlemediğim ve senin sözlerinle yaşadığım için pişmanım !Oysa ki ayrılmadan iki gün öncesine kadar Seni seviyorum dedin.Yazık, olan bana oldu !

  Neden hala sen hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ederken ben hayatım alt üst olmuş ,bütün benliğimi sende bırakarak ,yanıma almadan devam ediyorum..Söylesene bir kere de ne için yaptın bunları? Söyle yüzün var mı yaşamaya , hakkın var mı hayatımın içine etmeye.Sende aşklar mevsimlikmiş ..Söyle ? bana bir şey söyle ? Sen bana kötülük yaptın intikamımı böyle aldım de.Bana bir şey söyle.Susmaaaa.

19 Kasım 2011 Cumartesi

Sana ihtiyacım var ..

 Ne kadar da uzun zaman geçti.Sen yine aynısın . Bense çok değiştim..
Sen parçalara ayrılmak nedir bilir misin ? Uykudan ağlayarak kalkıp sevdiğinin adını sayıklamayı ? Sen beni hiç sevmedin , tek bildiğin bu bence .Bütün günahları toplayıp sırtına gittin.Eğer affedilmeyecek günah kul hakkıysa ,sen hakkımı aldın gittin.Boş yere bir insanı oyaladın,duygularıyla oynadın.Sonra da arkana bile bakmadan gittin.Gideceksen niye geldin ? Çok mutlu oluruz biz diyordun,mutlu edemedim mi seni.Ne yaptım mesela , çok sevdim diye mi mutlu olamadın?
Bütün hayatım senin gelmenle bitti.Ve hala anlamlı bir şey olmuyor.Ne kadar acı çektiğimin farkında mısın bilmiyorum.Geçen seni aradım , numaran kullanım dışıydı.Zaten konuşamazdım ki.Sırf senin kokun sindi diye,ellerin değdi diye atamadığım onca şey var.Silemediğim fotoğraflar var.Benim telefon ayarımı sen düzenledin diye , bu ayarı bozan personelle tartıştım.Hiç birinden haberin yok biliyorum.Olsa da sevecek misin sanki.

 Bir insan nasıl yalan söyleyebilir .Sevmek dışında sana ne yapmış olabilirim.Beni sevdiğini aylarca söyledikten sonra nasıl olur da bir an da 'sevemedim' dersin.Seni çok sevdim anlıyor musun?Çektiğim acıları sende bir başkası için çek demek isterdim ,ama bunu diyemiyorum.''Benim seni sevdiğim kadar sevme bir başkasını''.

 Sana ihtiyacım var anlıyor musun beni?Sensiz yapamıyorum.Sadece bir kez olsun sesini duymak istiyorum.Sadece bir kez.O telefonu açmayacağını bile bile aradım .Ama ulaşamadım.Anla beni ne olur ölüyorum.Bir kez olsun ara beni.Canım çok yanıyor,Dayanamıyorum artık.

3 Kasım 2011 Perşembe

Zamanı geri almak !

 Zamanım hep bilinen bir gerçekle geçiyor . Daha ne kadar böyle geçecek hiç bilmiyorum.Ne yapmam gerektiği konusunda da bir fikrim yok.Sevdim olmadı , unutmaya çalıştım olmadı , ölmek istedim olmadı..

 Bugün arkadaşım Meltemle konuştuk.Hala acı çektiğimi söyledim.Uzun uzun sustu..Değer mi ? dedi bana.Seni böyle bırakıp , acı çektiren birine değer mi? Çok haklıydı.Biliyordum ,değmiyordu.Umrunda bile olmadığımı da biliyorum.Hala kaldığı yerden devam ediyor hayatına.Ben hala eskisi gibiyim ama.

 Facebook da engelini kaldırdıktan sonra sadece bir kez baktım profiline.Sabahtan akşama kadar baksam bilecek mi sanki...Her şeyi geçtim onun için yandığımı bile bile arkasına bile bakmayan adama daha ne kadar değer verebilirdim ki artık..

 Ayrıldığımızın ilk iki ayında her gün rüyamda görüyordum Can'ı.Uyandıktan sonra saatlerce ağlıyordum.O gün ölüyordu benim için.İlaçlarla uyuyarak geçiyordu.İkinci Öğretim olduğum için okula gitme derdim de olmuyordu.Cuma günleri için iki buçuk ay okula gitmediğimi biliyorum. Derslerim çok kötüydü.Vizeler ,Finaller
hepsi üst üste geliyordu.Baktım böyle olmayacak ders çalışmaya başladım.İkinci dönem ilk defa Üç kredilik bir ders vermiştim.Hem de dört dersten Üçünü.Sınıfı geçiyorum diye hesaplıyordum.1.75 olan geçme notunu sadece 1.77 ile geçebiliyordum..İngilizceden 90, tarihten 100 alırsam sınıfı geçtim demekti..
 Ama iki puanın sınıfta kalacağıma etki edeceğini hiç düşünmemiştim.İngilizceden 88 aldım harflendirmem bb düştü.Eğer 90 alsaydım ba düşecekti .Tarihten 100 almayı başardım.Yalnız 2 puan benim sınıfı geçememe engeldi.Şimdi 'iyi ki kalmışım'diyorum.Çok şeyi öğrenerek geçeceğimi biliyorum.Vizelere hemen hemen 10 gün kaldı . Çoğu dersimi hallettim umarım iyi geçer sınavlar..

 Çok sonra düşündüm.Bu hale gelecek şekilde kimseye zarar vermemiştim.Ama bütün aksiliklerde beni neden buluyordu ki.Neden bu kadar kötü olabilenlerin hayatı bilinen bir şekilde ilerliyorken, ben geleceğim için bir adım öne geçemiyordum.Derslerim konusunda onu suçlayamazdım , ders çalışmam konusunda çok uyarmıştı beni.Ama ondan başka bir şey görmediğim için çalışmamıştım.Çalıştığımda da toparlayamadım tabi ki.

 Geçen yıla dönebilmek çok isterdim.Hem okulla ilgili konular da hem de Can ile ilgili çoğu şeyi değiştirirdim o zaman.Geçen yıl tam bu zamanlar onunla konuşuyorduk.Bana bir kızla tanıştığını anlatmıştı tam da bu zamanlar.İki gün boyunca mesaj falan atmadım,çok soğuk konuşuyordum.Üçüncü günün sabahında birden soğuk davranmamı yanlış anlayabilir diye konuşmaya başladım.Bu kadar tribi yanlış anlardı.Ondan çok hoşlandığımı anlayabilirdi.Ve tahmin ettiğim gibi anlamıştı ama belli etmiyordu.Bir hafta sonra yanıma gelmek istediğini söyledi.Belli bir gün ayarladık ayın 11inde gelecekti.

 Günler geçmek bilmiyordu.En sonunda ayın 11 i geldi.Heyecandan elim ayağım titriyordu.Serin hava da birden su gibi terliyordum ve aynı şekilde birden buz gibi oluyordum.Saat 11:00 gibi Can mesaj attı. - Yola çıktım.. Son 45 dakika kalmıştı ve arkadaşım Derya ya her an kalbimin duracağını söyledim.
 En sonunda Can geldi.Benim bulunduğum yerde indi.Ve beraber otobüse binip , merkeze gittik.Otobüste yer olmadığı için Can ayakta kaldı.Hiç bir şekilde konuşamadım , konuşurken de yarım yamalak cümle kurduğumun farkındaydım.Derya sürekli mesaj atıyordu.
-Konuş bak , heyecanlanma.
-Sana gülmek yakışıyor , hep gül
-Nasıl gidiyor?
Heyecandan cevap verdim mi , hatırlamıyorum.

 Merkeze varınca gezmek için yürümeye başladık.Genel olarak hep Can konuşuyordu.Gezdik, yemek yedik.Ve sonra ;
Can : Sinemaya gidelim mi ?
-Olur gidelim :)
Filmi de belli bir heyecanla seyrettik.İkinci yarıdan sonra kendimi buzun içindeymişim gibi hissettim.Belki de hayatım da hiç bu kadar üşümemiştim.(O an göz göze geldik ve bana gülümsedi )O an el ele tutuşabilirdik ama bu cesaretimi ikimizde gösteremedik.Eğer böyle bir şey olsaydı, her şey başlamış demekti ama o gün olmadı.Film bittikten sonra biraz daha gezdik,künefe yedik.(Çok daha gezdik,arkadaşı geldi tanıştım)Yürüyerek otobüs duraklarına doğru yürüdük.Otobüse binince konu müzikten açıldı.Bir kaç şarkı gönderdi telefonuma.Bir tanesini çok beğendim Bu Şehir ' i .Otobüsten indik ve onu yolcu edecektim.Arkası arkasına otobüsler geçiyordu ama Onun bineceği otobüsün gelmesini hiç istemedim.15 dakika kadar bekledik en son P. geldi.Oraya varınca mesaj at dedim.P. bindi ve el salladı.

 Bugün bu şekilde devam etti.Arkadaşlarım okuldan geldi.Her şeyi anlattım bir heyecanla..İnşallah bir şeylere başlarsınız dediler.Saat 22:00 gibi Canla mesajlaşıyorduk.Ben de bir yandan valizimi düzenliyordum.Sabaha evime gidecektim.Telefona pek bakamadım o an.Baktığım zaman gördüğüm mesaj karşısında çok sevinmiştim.
-Bugün çok tatlıydın , çok güzel olmuştun.Ve çok güzel bir gün geçirdik , teşekkür ederim şeker .. yazıyordu
Ben-Çok teşekkür ederim.Evet güzel bir gündü , iyi vakit geçirdik diye yanıtladım

Keşke her şey bu kadar güzel devam edebilseydi.Ne yazık ki olmadı.Olmadı işte hiç bir zaman da olamayacak.Olmasın yapacak bir şey yok.Ama sadece çıkmaya başlamadığımız , her şeyin bir masumiyetten ibaret olduğu o günü tekrar yaşamak isterdim ...

30 Ekim 2011 Pazar

Engeller

 Duygusal müzikler insanı mahvediyor. Her ne kadar daha hareketli müzikleri dinlemeye çalışsam da elim yine duygusal parçalara geliyor.Kendi kendime acı çekiyorum yani.Bugün de öyle bir gündü.Arka arkaya neler neler dinledim...

 Duygusal halimi her zaman yansıtıyorum . Elim de olan bir şey değil.Twitter ,Facebok vb. yerler de herkes hemen o an acı çektiğimi anlayabiliyor.Neyse bugün facebook da 'gizlilik ayarları'ma baktım , daha sonra da gözüm 'engellenenler listesi'ne takıldı.Uzun bir süredir eski erkek arkadaşım engelli bir şekilde duruyordu.Ani bir ruh haliyle engelini kaldırdım.Ama artık içimden gelmiyordu , saatlerce profilini incelemek veya neler olduğuna bakmak.Bana hayrı neydi ki sanki ?

 Moralim o kadar bozuk ki bugün hiç durmadan ağlamak istiyorum, bir şeyleri anlatmaya çalışıyorum insanlara oda olmuyor.Herkes kısa ve öz : üzme kendini bu kadar , hak etmiyor! diyor .
Bende bunun farkındayım ama elimden bir şey gelmiyor. 
 Onun en büyük engeli sevmemesi , benim ise unutamamam..

 Kaç arkadaşıma söz verdim kim bilir .Tamam eskisi kadar Can'ın lafını etmiyorum yada aklıma getirmemeye çalışıyorum ama bunlarda unutmama yardımcı olmuyor ki.





28 Ekim 2011 Cuma

Gırgırına 'İlişkisi Var' Yaptık !

Herkes kendi çapın da yeterli gördüğü ilişkileri için 'Sosyal Siteler' de ilişki durumu yapıyor.İki gün geçmiyor bakıyorum, xx 'ilişkisi var olan durumunu 'ilişkisi yok' olarak değiştirdi yazıyor.Kendi kendime düşünüyorum ne ara sevgili oldunuz ,  ne ara ortak bir şeyler paylaştınız da hemen bitiyor bu ilişki..

Herkesin cidden yeterince benliği alıyor , bu kadar çok ilişki yaşanıp bitirilir mi? Anlaşamamışlardır o ayrı tabi ki bitmesi gerekiyorsa bitecek.Ama her altı aya bir de birileriyle çıkıp,çıktığınız kişiye 'seni seviyorum' deyip şaka yapmış gibi de sevmiyorum denmez.İnsanları gerçekten anlamıyorum.Nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar?Bizden sonra kaç can yakıyorlardır kim bilir .

Geçen facebook da bir arkadaşım ilişki durumunu var olarak değiştirmişti.Sonra birbirlerinin duvarına 'aşkım,canım,seni seviyorum,seni çok çok seviyorum ' gibi güzel sözler yazmışlar.Aradan çok bir zaman geçmedi,ayrıldılar.Çocuk 'sevmedim' deyip ayrılmış.Arkadaşımın halini düşündükçe ağlamak , bağırmak hatta beddua etmek istiyordum.Kimdi ki o ? Kaç kuruşluk adamdı da arkadaşımı üzebiliyordu.Telefonda arkadaşımın ağlamalarına dayanamıyordum.Çok düşündüm çok hemde.Bir insan nasıl bu kadar kalpsiz olabiliyordu.Bari bunca zamanın , yaşadıklarının hatırına 'anlaşamıyoruz' deseydi.En azından bu kadar yıkılmazdı sevenler !

Erkek arkadaşımdan ayrılalı benim de 9 ay oldu.Bundan yaklaşık İki buçuk ay önce o da diğerleri gibi 'ilişkisi var' yapmıştı.İlişki durumunu değiştirmesi hakkında yapılan yorumlar , kendinin yorumlarıını okuyunca kendimi balkondan aşağı atmak istedim.
Yorumu : İlk değil ama son olacak :)
Bu neydi böyle .. Boğazım düğümlendi.Sabaha kadar bağırmak istedim.O an ki duygularımla ona bir çok şey yazdım ve engelledim.Zaten arkadaşlarım arasında yoktu ama onu her an görebiliyorum yani bir şekilde.Geçenlerde profiline tekrar baktım ilişki durumunu gizlemiş , eminim ki anladığı için belli kişilere gizlemiştir.Ve bu yüzden ne 'var' olduğunu ne de 'yok' olduğunu görebiliyorum.

Ona çok şey yazdığımı söylemiştim.Arkasından engellediğim için bana yazamazdı.Ama bana yazmıştı, en yakın arkadaşı Uğur'dan.Uğur yazmıştı ama ve diyordu ki ;
-Slm Pelin.Can'ın facebook'una girip ben ilişki durumunu değiştirdim.O da benim hesabıma girip değiştirdi.Gırgırına ilişki durumu yaptık yani.(Daha çok şey yazmıştı ve Can da yazmıştı)

Gırgırına ilişki durumu ne demekti ya. Bunun dalgası mı olur.İnanmadım tabi ki..İlişkisi kesin vardı.Sadece üzülmemi istemediği için iki dakika için de -kıvırdıkları yalan-dı.Nasıl insanlara kalbimizi açıyoruz bilmiyorum.Ama köpekler gibi acı çekiyoruz.Acı çekmeye mahkum ediliyoruz.Herkes göründüğü gibi hayatına bakıyor.İlişki durumları yapıyor.Ama biz hala bekliyoruz.Yazık çok yazık! Üzülüyorum aslında,bir insanın kalbi kaç kişiyi sevebilir,kaç kişiye 'canım,hayatım,bitanem' dedirtebilir.Benim için sevdiğime , ona göre de herkese !

27 Ekim 2011 Perşembe

O'nun Arkadaş Dünyası ..

O gün geçmek bilmiyordu sanki.Onun dersten çıkmasını bekliyordum.Aramızdaki uzaklık 45 dakikalık yoldu sadece.Ahh ! ne yoldu geçmek bilmezdi sanki.Onu o kadar çok özlerdim aradan seneler geçmiş gibi,birde yol eklenirdi sanki iki kat olurdu özlemim..

Neyse onun dersten çıkma zamanına yakın , bende yola çıktım.Bir yandan da eksik olmayan yağmurumuz vardı tabi.Söylediği yerde otobüsten indim.Yanında arkadaşı Fırat vardı, selamlaştık.Fırat'ı ikinci kez görüşümdü ama bir türlü ısınamamıştım.Yol boyu konuşmadık Fıratla , zaten sonra yanımızdan ayrıldı.

Görüştükten bir gün sonra arkadaşı Uğur'a gittik.Bence Can'ın arkadaşlarının en iyisi , en düşüncelisiydi.Arkadan Fırat ve kız arkadaşı Şule geldi.Şule çok iyi niyetli bir kıza benziyordu.Hep birlikte sohbet etmeye başlarken Fırat ve Şule tartışmaya başladı.Ortam bir anda çok gerildi.Gözlerimi salona doğru diktiğimde havada uçan telefonu gördüm.O an gerçekten yanılmadığımı anladım, Fırat bence dengesizin biriydi.

Uğur'a gelince onu diğerlerinden farklı kılan bir şey vardı.Çok konuşkandı, arada espri yapıyordu.O ortamda bulunan herkesten de daha düşünceliydi.Rahatsız olduğum herhangi bir noktayı da ona rahatlıkla söyleyebilirdim.Ama dikkatimi çeken bir şey olmuştu.Kız arkadaşı olarak bildiğim biriyle(Yeliz)konuşuyordu.Gayet samimiydi konuşmaları.Ama telefonu kapattıktan sonra Yeliz'i sevmediğini söyledi , tam olarak hatırlayamıyorum ama buna benzer bir söz kullandı.Masa da yemek yiyorduk ,birden sustum..Bu yanlışı yediremiyordum.Ve dedim ki,
-Eğer sevmiyorsan konuşmaya bilirsin
U-Ya tam olarak öyle denemez,Çok sevmiyorum sadece.
-Ama konuşurken ona bitanem falan diyodun.
Konuşma bu şekilde uzadı.Can bana karışmamamı söyledi.Uğur'un buna kızabileceğini söyledi.Keşke o zaman benim bu gibi konulara tepkili olabileceğimi anlayıp, bana hala 'Seni Seviyorum' demeseydi ...

Uğur'u ziyaretten sonra geçtiğimiz diğer adres Ali idi.Pek konuşma fırsatımız olmadı ama temiz yüzlü bir çocuktu.Sadece Malatya hakkında konuştuk.Ha birde kız arkadaşı varmış.Bizim kampüste Eğitim fakültesin de  Sınıf Öğretmenliği okuduğunu söyledi o kadar.

Birde ev arkadaşları vardı.Normal de 3 kişi kalıyorlardı ama o gün misafirleri gelmişti.Üçü de ona Ahmet Abi diyordu.Belli ki yaşça büyük biriydi.Bence tam abi demeye layık biriydi.Çok sıcakkanlı buldum.Kahvaltı yaparken de sürekli bana ' biraz fazla ye ' diyordu.Birde Samet vardı.Bence bir bayana nasıl davranacağını bilmeyen biri.Dinlediği müzikler falan benim tarzımla bire bir örtüşüyordu ama eksik olan 'tavırları'ydı bence.
Gelelim çok değerli arkadaşı Murat'a . Aslında en başta iyi bulmuştum ama duruşu bile sinsiydi bunu hissedebiliyordum.Birde beylik lafları vardı.Affetmeyeceğim insanlar arasında yer alır.Benim söylediğim sözleri evire çevire farklı şekilde söylemişti Can'a.Kimdi ki o?Demek istediğimi çok farklı şekilde anlamıştı Can.Ve Murat onu körüklemişti belkide.Ve biz ayrıldıktan sonra ben ne zaman onların bulunduğu yere gezmeye gitsem Murat'ı gördüm.O beni gördü mü bilmiyorum.
~Bir keresinde orda bulunan dükkan da bir afiş gördüm.Emre Aydın orda konseri vardı.Tam okuyordum bir baktım Murat,Merkeze tüm afişleri asan o imiş meğer..

Aslında insanları bu şekilde yargılamam.Bu kadar çok kişilik analizi de yapmadım . Ama onun hayatında bulunan insanları ona zarar verir mi vermez mi diye çok inceledim sadece.

Tanıştığım son iki kişi vardı.Alışveriş merkezine Can'a telefon almak için gitmiştik.Arkadaşlarıyla da orda buluştuk.Mesut ve Merve.Mesut aşırı derecede konuşuyordu ve bence çok sempatikti.Merveyle çok yakın arkadaşlardı.Ve bence çok yakışıyorlardı birbirlerine.Yalnız telefon almaya hep birlikte gittiğimizde ikisinin konuşmalarını duydum.Can'ın aldığı telefonla ilgiliydi.Tabi onlara ne oluyordu da eleştiriyorlardı , hayretler için de kalmıştım.
~~İlk olarak Can onlara beğendiği , almayı düşündüğü telefonu gösterdi.ve sordu ,
-Nasıl sizce güzel mi?
M-M: Evet bence güzel bu teloefonu almalsın.
-Siyahı mı daha iyi , Gri olanı mı ?
M-M:Siyah olan daha iyi.
Konuşma bu şekilde gerçekleşti.Ama tüm konuşmanın içinde 'güzel','çok iyi' diyen Mesut ve Merve birden arkalarını dönüp yüz ifadesiyle başlarını sallayıp 'kötü' dediler.Bu 'ıyyy' demiş gibi bir ifadeydi.
Açıkçası karşılarına geçip daha iyisini biliyorsanız gidin alın diyecektim ama bunu yapmadım.Sinirlendiğim nokta bir şey iyiyse iyi , kötüyse kötüdür . İyi dedikten sonra kötü demenin alemi yok..

Tanışamadığım iki kişi vardı . Hep adlarını duyduğum.Filiz ve Gönül.İkisini de Bahar Şenliklerinde görmüştüm.Hatta Filizle lunaparkta aynı Balerine binmiştik.Hiç bir şekilde tanımadığım,konuşmuşluğum olmadığı için yorum yapmayacağım..Ama sırada ki  isim Gönül.Çok şey demek isterdim ama sustum.Tesadüfen konserde arkamdaydı ya arkadan vurdu yada laf atıp durdu.Konserde şarkının sözlerinde 'Benden selam söyleyin bütün aşklarıma 'geçiyordu.Can orada diye o kısmı söylemedim.Ama Gönül 'Can'dan selam söylüyoruz bütün aşklarına ' dedi.Yeterince sinirlerim bozulmuştu.Yanımda arkadaşım Derya vardı.Gönül, Derya'nın da ayağına basıyordu yada itiyordu bizi.Bence bir bayana yakışır şekilde davranmıyordu.Ama ben hayatının dışındayım pek yorum yapamam.

Tanışıp , tanışamadığım bütün arkadaşları bu kadar.Umarım araları bozulmaz hiç biriyle.Aralarının bozulmasını istemem.Bunlar benim şahsi düşüncem.Ama en çok Uğur'u sevdim.Keşke iletişime de geçebilseydim daha sonra.Ama olmadı...




13 Ekim 2011 Perşembe

Bırak Yağmurlar Bana Kalsın ...


 Yağmur yağıyor yine ! Hep sen geliyorsun o zaman işte aklıma . Ne güzeldi o gün . Sırılsıklam olmuştuk , soğuktan parmaklarımı bile hissetmiyordum ama yanımdasın diye söylememiştim.Geçen gün o parkın önünden geçtim .Sadece önünden geçebildim.Uzaktan bakınca ama oturduğumuz banklar görünüyor zaten. Yağmur'u çok severim , sende seversin zaten. Ama ben artık yağmur yağsın istemiyorum.Aklıma sadece o gün geliyor.Oysa ne kadar güzeldi her şey ..Birden yok olacağını tahmin etmemiştim doğrusu..Sen her şeyi paramparça edip gittin..Yağmurlar,şarkılar,günler, aylar bana kaldı ..

 Aklının ucuna bile gelmiyorum biliyorum . Yağmur yağdığında sevgilinle geziyorsun belki de .Ona da aynı şeyleri söylüyorsundur o yağmurun altında  -'Seni Seviyorum' .. Herkes inanır tabi buna . O kadar inandırıcısın ki bana söylediğin her söze , her yalana havada inandım.Ama nerden bilebilirdim ki . Gayet de iyi birine benziyordun.Sonra bana sorardın,
-'Neden bana bu kadar bağlandın ? ' derdim ki ,
-'Sen herkesten çok farklısın , diğerleri gibi değilsin , içinde vicdan var' .. Yanılmışım gerçekten .. Vicdanın varsa zaten benim yanımda olmalıydın , evet bu kadar şeye rağmen yanımda olmalıydın..
 Neyse gelme sen, boşver , yüreğin taş olmuş senin .. Bütün anıları , acıları ben yaşarım...

2 Ekim 2011 Pazar

Olmuyor !

Bugün her şeyi bir kez daha düşündümm. Olmuyor yeni bir başlangıç yapamıyorum.Sonumun gelmesini istiyorum. Düşünüyorum sonra, bundan daha büyük bir son olabilir mi?Sen arkana bile bakmadan gittin !Oysa ki 'hiç bırakmayacağım diyendin'..Her gün biraz daha yok oluyorum biraz daha adını söylüyorum. Anlatmama gerek yok herkes biliyor seni.Bir tek sen görmüyorsun , bende olan seni.. Beni sevmek zorunda değildin, seni mecbur tutmadım ama inandım sadece seviyorum dedin , seni 'tüm kalbimle hemde' dedin..

Mutlu musun peki ? Ben her gün , her gece ölüyorum ,bitiyorum 'tamam' diyorum bende bitireceğim ama olmuyor . Ben sen değilim . İçimden milyonlarca aşk geçmedi. Belki de bu yüzden silip atamıyorum seni bir kenara...Geçen gün bütün herşeyi koydum önüme;bana verdiğin en küçük şeyleri bile. O kadar çok düşündüm ki. Ben yalan ve gerçeğin içinden çıkamadım.Hangileri gerçekti acaba düşündüm. Sonra kutudan sinema biletlerini çıkardım,beraber gidip, seyretmiştik ..

Sen hep kolayı seçtin , benden her zaman daha fazlasını istedin... Sana en büyük sevgiyi sundum sanırım bu da yetmedi sana..O kadar sinirlendiğim anlar oluyor ki seni arayıp saatlerce bağırmak çağırmak istiyorum ama ben bunu da yapamam ki. Sonra yazıyorum bi sürü şey geri göndermekten vazgeçiyorum sana. Çünkü biliyorum anlamayacaksın..Çünkü sen sadece senin sevdiklerini aşk sanıyorsun.Eğer sen seviyorsan, aşk oluyor senin için..Hatırlıyorsun değil mi sadece bir kere gördüğün kız için şiir yazmıştın (burcu). Sonra kızı bulup ekledin tabi kız istemedi ve dedin ki 'olmadı hak etmiyorlar ya'.Senin için benim ne demem gerekiyor ben hala bilmiyorum tabi.Neyse demek istediğim şimdi o kız senle çıksaydı sen ona körkütük aşıktın neden çünkü o seni istemiyor..Gelelim bana ; en mağdur kişi benim hayatında.Kimse seni böyle sevmemiştir kabul et.. Zaten seni seven sevmesini bilememiş sen anca sürünmüşsün ve acısını da hep benden çıkarmışsın..Ben sana kızmıyorum kimse kimseyi sevmek zorunda değil.. Ama madem sevmiyordun neden beni hayatına aldın?
Neyse sen zaten asla pişmanlık duymazsın yaptıklarından , belki de utanmazsın bile ...Hatta yeni aşklara yelken açarsın.ilişki durumu yaparsın birde gülerek ;
-' ilk değil ama son olacak yazarsın'..

Evet ayrıntısız biliyorum seni, ilişki durumunu da şimdi gizleyerek yok görüntüsü verme yani merak etme onun da en fazla bir senesi var vurursun tekmeyi en sonda 'sevemedim kara gözlüm' dersin..Ne kadar acıdır bilir misin o kadar şeyden sonra karşı tarafın sana sevemedim demesi.yıkılırsın , ölmeye çalışırsın onu da beceremezsin.zaten yaşayarak öldüğün için bütün azabı canlı canlı,lime lime iliklerine kadar çekersin.

Senin için karşıma aldığım çok kişi oldu haberin bile yoktur .Çok acı çekmişimdir bunu da bilmezsin tabi..Birde kendini biraz olsun rahatlatmak için bana yardım etmeye çalışırsın.Tabi ben senden bunu istemem, sevmeni isterim 'işi yokuşa sürüyor' olurum. En son benim haklı olduğumu bile bile yine naparsın ne edersin suçlu ben olurum,bencil olurum..Sonra 'Topunuz Defolun gidin' dersin o sevgisiz aşklarının arasında , beni de o gruba dahil edersin. Ve üzerimize simsiyah bi perde çekersin...

Bugüne kadar seni hep bekledim,ama  'gelmesin artık istemiyorum' dediğim de olmuştur..Yıllardır değiştirmediğim telefon zil sesimi bile değiştirdim.Heyecanlanıyorum çünkü sen arıyosun sanıyorum.Seni hatırlamamak için mi bilmiyorum bana aldığın gülleri bir kriz anında parçaladım..Tek parça üzerinde ki boncuk kaldı hala yanımdadır o boncuk..Bu kadar sevgisiz bir insan olduğun için sana takmam gerekiyo aslında nazar değmesin ...

Ha birde aklımda kaldı .. Sen bana dedin ki ben sana aşık değilim ,Arkadaşlarımın yanında da söylemiştim demiştin. Tabi bunları yazarken kendini rahatlatıyodun ama böyle birşey olmadı. Ben sana dedim 'sen bana aşık değilsin' bunun üzerine o zaman 'evet aşık değilim' demen gerekiyordu ama sen kızmıştın 'yok öyle birşey' dedin..

Bu arada incir reçelini seyretmişsindir ..Eminim ne beğendin ne beğenmedin neyse bende orda ki gibi senin için birşeyler yazmaktan defterler bitirdim ama sen gelmedin!ha filmden konu açılmışken 'koku : bi katilin hikayesi'ni seyret orda ki çocuk sana benziyor..Gerçi filmin adı da hemen sana uyuyor hem kokun hemde katil olman... Neyse tabi onca yazdığıma şeye rağmen inatla gelmeyeceksin.Gelme zaten taş olmuş kalbinle ...